Tisan Mersin'in Silifke ilçesine bağlı,Yeşilovacık beldesi sahilinde, mavi ve yeşilin buluştuğu koyda, Yunan kolonisi olarak kurulan antik kent, tarihi kalıntılarının yanısıra, doğal güzellikleriyle görenleri adeta büyülüyor. Akdenizin saklı cenneti olarak adlandırılan turkuaz rengi koy, Silifke İlçesinin güneybatısnda bulunuyor. Bugün TİSAN adıyla bilinen APHRODİSİAS antik kenti, beldenin denize uzanan burnunda yeralıyor.
İl Kültür ve Truzim Müdürlüğü kaynaklarından derlenen bilgiye göre, doğu ve batı olmak üzere, iki limanı olan antik kent, APHRODİSİAS, İ.Ö.VII. yüzyılda kurulmuş bir yunan kolonisidir. Helen dilinde "Aphrodite'ye adanmış, Aphrodite Yurdu" anlamındadır. Bilindiği gibi, Anadolu'da Afrodit'e adanmış birçok antik şehir bulunmaktadır. Toroslar'dakinin, öteki adıyla Klikya'dakinin adı Afrodisyas Klikyan'dır.
Romalıların ve Bizanslıların yaşadığı bu antik kentte,o zamanlardan kalma fazla bir şey yok, çünkü fazlasıyla tahrip edilmiş. Ancak Bizans döneminden kalma bir kilisenin tabanındaki mozaik resimler sağlam olarak günümüze kadar kalabilmiş. Mozaikteki keklik, ördek, karabatak, yani o yöreye ait kuşların resimleri hala canlılığını koruyor. Bembeyaz kumlardan oluşan, mercan koylarını andıran türkuaz rengi iki cazibeli kumsalı bulunmaktadır. Tarihi kalıntıların yanı sıra, doğa güzellikleriylede ön plana çıkan ve ziyaretçilerini adeta büyüleyen antik kentin yakınında 1976 yılında kurulmuş, sakinlerinin büyük bir çoğunluğunu ANKARA'lıların oluşturduğu birde tatil köyü bulunuyor. Tisan adıyla kurulan tatil köyünde, doğu ve batı olmak üzere, kumu beyaz, mercan koylarını andıran turkuaz renkli iki koy ve doğuya bakan koyun karşısında, tatilcilerin yüzerek gidip gelebilecekleri mesafede iki de ada yer alıyor. İki ayrı sahilin bulunması, rüzgarın doğudan ve batıdan esişiyle, dalgaya göre tatilcilere farklı seçenekler sunuyor. TİSAN, sessizliği, doğayı, denizi ve tarihi sevenler için güzel bir mekan olarak dikkat çekiyor. Aynı zamanda dogu koyunun ortasında tisan adası butun ihtisamıyla guzelliline guzellik katıyor, Bembeyaz kumlardan oluşan, mercan koylarını andıran türkuaz rengi iki cazibeli kumsalı bulunmaktadır Çakıl taşlarının bile metrelerce uzaktan görülebildiği koy, son yıllarda bolgeye gelen yerli ve yabancı turislerin ilgi odagı haline gelmiştir....''
Bu guzelligi sizde yatlarımzla yapmıs oldugumuz turlarla yasabilir ve bu unutulmaz koyu sizde kesfedebilirsiniz.Tisan en guzel denizden kesfedilir ve hissedilir.
Tasucu Tisan Tekne Gezisi
Marinada bağlı duran Göktuğ yatçılık gezi tekneleri Taşucu çevresinde düzenledikleri, gün boyu süren geziler için saat 10.00 da halat çözüp denize açılıyorlar. 125 ve 140 kişilik, dört tuvaletli özel duşlu teknelerle yapılan dört duraklı gezilerde ilk olarak NATO iskelesi, Liman Kalesi önünden geçerek, dibi kum olan Barbaros koyunda saat 10.30 da yüzme molası veriliyor. İkinci durak olan Dana Adası saat 12.30 da yemek molası olarak durulan mevkii oluyor. Mönüde Öğle yemeği
Balık, Makarna, Patates cipsi ve salata
- Mevsim Meyvesi
- Mersin - Adana - Tarsus ile Taşucu arası Gidiş - Dönüş Ulaşım
- Eğlence ve köpük Show
- Her molada yüzme imkânı
- Ve gün boyu her türden müzik yayını
- Animasyonlar eşliğinde dans etme imkânı . Temiz havanın etkisiyle iştahla yenen yemekler sonrası saat 15.00 de tasucu Tisan Koyuna gelen tekneler iki saat boyunca yolcularına yüzme molası veriyor,Tavla, okey, iskambil oynayıp, tekneden yapılan müzik yayınını dinliyorlar. Son durak olan Boğsak'a saat 17.00 de geliniyor. Tatilci yolcular, yüzme ve meyve ikram molası sonrası 17.45 de Taşucu'na geri dönüş yaparken içtikleri ekstraların hesabını da ayrıca ödüyorlar.
Yat turunda gorulecek yerler sırasıyla asagıdadır
daha onceden telefonla yer ayrıtılabınıyor genelde cok yogun oluyorlar eger ıstersenız sızı hotelınızden yada evınızden alıp gerı tur sonunda sızı evınıze bırakıyorlar
her ıhtımale karsı telefon numaralarınıda yazıyorum
0 324 741 30 den arayın bolge ıle genız bılgı de alabılırsınız bu telefon numarasından
www.goktug-yat.com
tasucu Liman Kalesi
Taşucu'na 7 Km uzaklıkta Taşucu- Antalya yolu üzerinde Osmanlı Devri eseri olan ve 1471 yılında büyük boyutlu olarak inşa edilen kale günümüze kadar az tahribata uğramış. Kale yakın zamanda yapılan NATO İskelesi sahasında bulunuyor.
İskele karşısı, yol üzerinde en kolay görülebilen, restore edilerek temizlenmiş Bizans Dönemi bir su sarnıcı yer alıyor. Yanına park eden araçlar kıyıdan denize giriyorlar.
Silifke Boğsak Adası
Taşucu'nun 10 km batısında Boğsak Koyu girişinde görülüyor.
Mersin - Antalya (D400) karayolu üzerinde, 102. kilometrede, eşsiz bir doğanın içerisinde doğal bir dalgakıran görevi üstlenen Boğsak Koyu ve hemen karşısındaki doğal ve tarihi güzellikleri ile tasucu Boğsak Adası, Mavi Bayraklı deniziyle görülmeye, tanımaya, deneyimlemeye değer bir yer.
Günübirlik düzenlenen yat turları ile adaya ayak basmanız mümkün.
tasucu Barboros koyu
Akdeniz’in güneyinde, Antalya-Mersin karayolu üzerinde, Mersin İli'nin Silifke İlçesine 30 km uzaklıktadır. Toroslar’ın eteğinden başlayarak Barbaros Koyuna doğru uzanan, mavi ile yeşilin buluştuğu Köy görünümlü bir beldedir. Beldenin nüfusu 2348'dir. Başlıca geçim kaynağı balıkçılık, hayvancılık, seracılık ve turizmdir. Türkiye'de ilk turfanda sebze, kayısı, erik, badem, üzüm, domates, salatalık Akdere’de yetişmektedir.
Dana Adası
Temiz suları ile Mersin, dalıcılara çok farklı olanaklar sunmaktadır. Dana adasının batı burnunda ters dönmüş yük gemisi dalgıçlar tarafından sık ziyaret edilen batıklar arasındadır. Kurt burnu, Fok burnu, kuzey batısında batık bir adanın bulunduğu Dana adası, büyük amphoraların yer aldığı Sıncak Koyu Mersin'in ilginç dalış noktalarıdır.
Tisan
Doğu ve Batı olmak üzere birbirinden güzel iki koyu vardır.
Tisan adıyla bilinen Afrodisyas Klikyan antik bir kenttir de; Helen dilinde “Aphrodite’ye adanmış, Aphrodite Yurdu” anlamındadır. Bilindiği gibi, Anadolu’da Afrodit’e adanmış birçok antik şehir bulunmaktadır. Toroslar’dakinin, öteki adıyla Klikya’dakinin adı Afrodisyas Klikyan’dır.
Romalıların ve Bizanslıların yaşadığı bu antik kentte,o zamanlardan kalma fazla bir şey yok, çünkü fazlasıyla tahrip edilmiş. Ancak Bizans döneminden kalma bir kilisenin tabanındaki mozaik resimler sağlam olarak günümüze kadar kalabilmiş. Mozaikteki keklik, ördek, karabatak, yani o yöreye ait kuşların resimleri hala canlılığını koruyor. Bembeyaz kumlardan oluşan, mercan koylarını andıran türkuaz rengi iki cazibeli kumsalı bulunmaktadır. Doğu ve Batı, iki ayrı sahilinin bulunması rüzgârın doğudan ve batıdan esişine ve dalgaya göre insanlara seçenekler sunmaktadır. Tisan Tatil Köyü doğaya ve denize zarar verilmeden kurulmuş olması insanı sevindirmektedir. Tisan’ın güzelliğine güzellik katan Doğuya bakan koyun karşısında irili ufaklı iki de adası vardır. Oraya yüzerek gidip gelmek tatilcilere ayrı bir haz vermektedir.Sessizliği, doğayı, denizi, tarihi sevenler için güzel bir mekandır, insana huzur verir. Gençler için tavla atıp denize girecekleri sahil kafeleri bulunmaktadır. Doğayı, sessizliği ve dinginliği arayan insanlar için biçilmiş kaftandır Tisan.
Taşucu: Silifke'ye bağlı beldeler içerisinde yerleşim ve nüfus açısından büyük bir beldedir. Aynı zamanda Türkiye'nin Akdeniz'e ve Kıbrıs'a açılan çok önemli bir liman kapısıdır.
Taşucu, Toros Dağları'nın yeşili ile Akdeniz'in mavisinin kucaklaştığı bir noktada kurulmuş; iklimi, doğal güzellikleri, antik yerleşim kalıntıları ile yerli, yabancı herkesin beğenisini kazanan, bu nedenle dünyanın her yerinden insanların gelip yerleştiği veya tatilini geçirdiği, gün geçtikçe de büyüyen Akdeniz'in en gözde beldelerinden biridir.
Beldenin Kaynakları; Tarım, Ticaret, Balıkçılık ve Turizm alanındadır.
Tarım: Belde merkezi ve yakın çevresinde; Narenciye Ürünleri olarak: Portakal, Mandalina, Limon ve Örtüaltı Seracılık Üretimi olarak: Erik, Üzüm, ayrıca Çilek üretimi ön plandadır.
Ticaret: Taşucu Gümrük Kapısından her yıl KKTC'ne deniz yoluyla binlerce kişi giriş-çıkış yapmaktadır. Bu geçişler beldedeki ticari hayata canlılık getirmektedir.
Balıkçılık: Taşucu Balıkçılık Kooperatifi üyesi balıkçılar, av sezonunda belde ve çevresinin deniz ürünleri ihtiyacını karşılamak üzere avlanırlar.
Turizm: Tarihi, doğal güzellikleri, kültürel zenginlikleri ve yılın 300 günü güneşli iklimi, temiz kıyı bandı ile büyük bir turizm potansiyeline sahip Taşucu Beldesi herkese ve her keseye hitap edebilen bir tatil ve turizm cennetidir. Belde merkezi ve yakın çevresindeki Otel, Motel ve Pansiyonların dışında; Ev Pansiyonculuğu sürekli gelişerek cazip hale gelmiştir.
Yat Turizmi ve Tekne Turları: Yaz sezonunda; Taşucu limanı içerisinden her gün sabah saat 10,00'da hareket eden Gezi Tekneleriyle yapılan günübirlik turlar ve akşamları düzenlenen mehtap turları, tatil amacıyla beldeye gelenler için de revaçta bir etkinlik olmaktadır.
Atatürk Evi: Taşucu Belediyesi tarafından sahil bandına yaptırılan ve 12 Mayıs 2005'te ziyarete açılan, Mustafa Kemal Atatürk'ün Selanik'te doğduğu evin birebir benzeri olan "Taşucu Atatürk Evi" Selanik'e gidemeyenler için Ata yadigârlarını görme fırsatı sunuyor.
Amphora Müzesi: Arslan Eyce'nin 40 yıl boyunca büyük özveriyle biriktirip koleksiyon haline dönüştürdüğü, kırılıp yok olmaktan kurtarılan, kaçırılıp satılmaktan korunan, yaklaşık 400 adet Amphora'yı Taşucu Eğitim ve Doğal Hayatı Koruma Vakıfına (TEDHKV) bağışlamasıyla oluşan müze, 1997 yılında Kültür Bakanlığı tarafından resmi olarak müze haline getirilmiştir. Buradaki eserlerin bakım ve onarımları yapılarak 2003 yılında estetik bir sergileme anlayışı içinde ziyarete açılmıştır. Çok kültürlü Amphora'ları barındırmasıyla ünlü Müzede, Tunç Çağı, Demir Devri, Roma ve Bizans Devirlerini kapsayan tüm Eski Çağ ve Orta Çağ (M.Ö 3200-M.S 1453) taşımacılığında yaygın olarak kullanılan somut örnekler sunulmaktadır. 3000 yıllık tarih sürecinin yaşandığı Amphora Müzesi, halen mülkiyeti vakfa ait 1800'lü yıllarda deniz ticareti ve ihracatında kullanılmak üzere ambar olarak yapılmış olan belde merkezindeki yüksek kemerli taş binada ziyaretçilerine hizmet vermektedir.
" Ziyaret ettiğiniz Amforalar, sadece birer taşıma kabı değil, aynı zamanda kendi çağı hakkında önemli bilgiler veren tanıklardır. "
Mersin - Erdemli - Silifke - Tasucu
Mersin yat turları
Erdemli yat turları
Silifke yat turları
Tasucu yat turları
TAŞUCU
Silifke-Antalya karayolunun 10.km'sindeki Taşucu'nun bulunduğu yerde M.Ö. 7.yy'da kurulan eski Holmi Kolonisinden günümüze kalan hiçbir kalıntı bulunmamaktadır.
Holmi uzun bir dönemin varlığını sürdürmüş, ancak korsan saldırıları nedeniyle M.Ö. 4.yy'dan sonra zayıflamaya başlamıştır. Büyük İskenderin komutanlarından olan ve Suriye krallığı'nın kurucusu Selefkos Nikator, şehrin zayıf durumunu fırsat bilerek kolayca ele geçirmiş, halkınıda bugünkü Silifke'nin bulunduğu yere yerleştirmiştir. Taşucu'nun 2 km. batısındaki bir tepenin yamacında yöre halkının manastır diye diye isimlendirdiği Mylai Ören yerinde Genç Roma ve Erken Bizans dönemine ait yapı kalıntıları vardır. Yolcu trafiği açısından Türkiye ile KKTC arasındaki en önemli kapı durumunda olan Taşucu, bugün modern bir turistik belde olarak hızla gelişmektedir.
ATAKENT (SUSANOĞLU-CORASİUM)
Mersin-Silifke karayolunun 15.km'sindeki bugün bir tatil beldesi olan Atakent'in antik ismi Corasium'dur. Genç Roma dönemine ait kent Isauria Valisi Flavius Uranius tarafından kurulmuştur. Yay şeklindeki antik kentte iki ayrı nekropol, kilise, hamam, sarnıç ve ambar kalıntılarını görmek mümkündür. Bugün denizi, kumsalı ve güneşiyle önemli bir turizm beldesi konumundadır.
Afrodisyas
Halk arasında Ovacık Yarımadası olarak bilinen, arkeoloji literatüründe Kilikya Afrodisiası diye geçen bu antik yerleşim merkezine Silifke - Anamur karayolunun 35. Kilometresinde güneye ayrılan tali bir yolla varılır. İ.Ö. XII. yy'da yapıldığı tahmin edilen ve toplam uzunluğu 4 kilometreye yaklaşan kiklopik sur duvarları ve burçlar görülebilen en eski kalıntılardır.
Antik kentin en önemli eseri St. Pantaleon Kilisesi'dir. İ.S. IV. yy'a ait kilisenin tabanı tamamen mozaikle kaplıdır. Geometrik şekiller, bitki ve kuş motifleriyle süslü mozaik taban oldukça iyi korunmuş durumdadır.Şövalye evleri, sarnıçlar ve nekropol görülebilecek diğer antik kalıntılardır.
SİLİFKE COĞRAFYASI
Silifke, doğusunda Erdemli, batısında Gülnar ve Mut ilçeleri, kuzeyinde Karaman ili, güneyinde Akdeniz ile çevrili şirin bir ilçedir. Toros dağlarının eteğinde, Göksu nehrinin iki yakasında kurulmuş bulunan Silifke; Güneydoğu Anadolu, Doğu ve Batı Akdeniz ile iç ve Batı Anadolu'yu birbirine bağlayan devlet karayolu ağının kavşak noktasında olup, il merkezi Mersin'e 80 km mesafededir. Kıyı kesiminde tipik Akdeniz iklimi hakimdir. Yazlar kurak ve sıcak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Ova ve kıyıdan itibaren kuzeye doğru yer alan dalgalı arazi kuşağındaki makiliklerde defne, zakkum, menengiç, murt, harnup gibi tipik Akdeniz bitkileri vardır. Silifke ilçesi %89'u dağlık, %11 'i ovalık olmak üzere 2943 km2 yüzölçümüne sahiptir.
Antik adı Calycadnus olan 268 km uzunluğundaki Göksu nehri Mersin'in en büyük akarsuyu niteliğindedir; derin vadiler oluşturduktan sonra Silifke merkezinin tam ortasından geçip, taşıdığı alüvyonlarla meydana getirdiği 64.000 dekarlık Silifke ovasına suları ile hayat vererek Akdeniz'e dökülür.
Silifke, nüfus bakımından Mersin Merkez İlçelerinden ve Tarsus'tan sonra Mersin ilinin altıncı büyük ilçesidir. Merkez nüfusu 53.151 (2010 Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine Göre) olan Silifke'nin toplam nüfusu 114.102'dir. İlçe nüfusunun %76'si merkez ve beldelerde, %24'ü kırsal kesimde yaşamaktadır. Silifke'nin, merkez dahil 8 belediyesi, 68 köy ve 38 mahallesi bulunmaktadır.
İlçenin ekonomisi tarım, hayvancılık ve turizme dayalıdır. Tamamı sulanan ova kesiminde hububat, yer fıstığı, susam, sebze, çilek, narenciye ve çeltik ziraatı yapılmaktadır. Dağlık kesimlerin iklimi ve bitki örtüsü yapısı küçükbaş hayvan yetiştiriciliğine elverişlidir. Genellikle keçi türü yaygındır.Küçükbaş hayvan besiciliği daha çok dışsatıma yöneliktir.
Tarihi, doğal ve kültürel zenginlikleri yılın 300 günü güneşli iklimi, 105 km'lik kıyı bandı ile büyük bir turizm potansiyeline sahip olan ve ekonomisinin önemli bir bölümünü turizmin oluşturduğu Silifke ilçesinde Turizm Bakanlığı'ndan belgeli 647, mahalli idarelerden belgeli 1987 olmak üzere toplam 2634 yatakkapasitesi bulunmaktadır. Ayrıca 1258 yatak kapasiteli 8 adet yatırım belgeli tesisler hizmete girdiğinde sektörde istenilen düzeye erişilmiş olacaktır.
SİLİFKE TARİHİ
Büyük iskender'in komutanlarından veSuriye Krallığı'nın kurucusu Selefkos Nikator,şimdiki Taşucu'nun olduğu yerde, ionluların"Holmi" adıyla kurduğu koloniyi ele geçiriphalkını da kıyıdaki Holmi'den 12 km. içeriyebugünkü Silifke'nin bulunduğu yereyerleştirmiş ve "Selefkos'un Şehri" anlamınagelen Seleucia kentini kurmuştur.
Seleucia, Helenistik dönemde Selefkoslarve Ptolemeos (Mısır) krallıkları arasında sıkça el değiştirmiştir
Roma imparatorluğunun MS. 395 yılındaikiye bölünmesinden sonra Bizans yönetiminegiren Seleucia, Ayatekla'nın varlığındandolayı önemli bir hac merkezi durumuna
SİLİFKE'DE TURİZM
Ekoturizmin ana fikri doğayı kullanarak koruma , insanların doğa ile başbaşa olduğu ve doğa ile birlikte yaşamayı öğrenmesini hedeflemektedir. Silifke Belediyesi Dünya Bankası ve Avrupa Komisyonu'nun desteği ve finansörlüğü ile 1991 yılında kurulmuş olan Akdeniz Şehirleri Belediyeler Birliği 'nin Türkiye'den tek üyesidir. Birlik içerisinde aktif görev alan Silifke Belediyesi sürdürülebilir gelişme ve yerel gündem 21 çerçevesinde ekoturizm ile ilgili pilot projeyi yürütmektedir.
İlçemizde yer alan Akdeniz'in sayılı sulak alanlarından birisi ve yaban hayatı ile birçok canlıyı içinde bulundurması açısından büyük öneme sahip olan Göksu Deltası ; doğal güzellikleri , arkeolojik ve tareihi değerlerinden oluşan potansiyeli ile ekoturizmin alt başlıklarını oluşturmaktadır. Aynı zamanda en önemli doğal güzellikleri barındıran önemli bir merkezdir.
Silifke'nin dağlık kesimlerinde yükseklikleri 600 ile 1200 m. Arasında değişen Gökbelen , Balandız, Uzuncaburç, Kırobası yaylaları sahilin yoğun sıcağından kurtulmak isteyen Silifkeliler için ve yörede hala yaygın olarak yaşayan göçerlerin tercih ettikleri yerlerdendir.
Ova ve kıyıdan itibaren kuzeye doğru yer alan dalgalı arazi kuşağındaki makiliklerde defne, zakkum, menengiç, murt, harnup gibi tipik Akdeniz bitkileri yer almaktadır. Makilerden sonra başlayan ormanlar 2000 m. 'den sonra seyrekleşerek yerini 2500 m'den sonra çalılıklara ve otlaklara bırakırlar.
Yaylaların ve Toros dağlarının yamaçlarında oluşmuş bulunan ormanlar, Çamdüzü, Gelinsuyu, Ali Baba ve Göksu Vadisi boylarında yoğundur. Ağaç türü olarak , baltalık ormanlarda meşe , pırnal, sandal, sakızlık, tesbih, gürgen ve az da olsa kayın ağacı; koru ormanlarında ise kızılçam, karaçam; yükseklerde akçam, katran, ardıç ve sulak yerlerde de köknar yetişmektedir. İlçenin 1.600.000 dekarı orman arazisidir.
Toros Dağları Tracking ; Göksu nehri rafting için gerekli özellikleri taşımaktadır. Yılın 300 günü güneşli olan bölgede 105 km.'lik kıyı bandı ile sahiller tarihi ve doğal güzelliklerin buluştuğu önemli terlerdendir. Yörede toplam 2634 yatak kapasiteli tesis bulunmaktadır.
Taş Köprü İlçemizin M.S. İlk olarak Göksu Nehri üzerine yapılan Taşköprü.... |
|
Cambazlı Klise Adamkayalar'dan sonra Hüseyinler Köyü'nden geçilip Cambazlı Köyüne Varılır... |
|
Jupiter Tapinağı Şehir merkezinde bulunan Jupiter Tapınağı... |
|
Kıbrıs Şehitliği Kıbrıs Barış Harekatında şehit düşen 454 subay, astsubay, erbaş... |
|
Uzuncaburç (Diocaesarea) Mersin'in en önemli ve en iyi korunmuş tarihi kalıntıları... |
|
Işıkkale Karadedelinin kuzeyinde ve 8 km uzaklıktadır. |
|
Adam Kayalar Kızkalesi'nden Silifke'nin Hüseyinler Köyü'ne ... |
|
Ayatekla Taşucu yolu üzerinde 4.Km sonra sağa dönülüp bir km gidildiğinde... |
|
Tevekkül Sultan Türbesi Taşköprünün hemen yanındaki türbe hakkında yazılı... |
|
Göksu Deltası Dünyanın en önemli kuş göçü yolu üzerinde bulunan Göksu Deltası... |
|
Kültür Evi 1995 yılında Belediyemiz tarafından yörenin geleneksel... |
|
Demirçili Anıt Mezar Silifke-Uzuncaburç karayolunun 7. km antik imbriogon... |
|
Karakabaklı Karadedelinin kuzeyinde ve 7 km uzaklıktadır. |
|
Taş Han İlçemizin çarşı merkezinde bulunan Taşhan... |
|
Cennet Göküğü Bir yeraltı deresinin yol açtığı kimyasal erozyonla... |
|
Alaaddin Cami Roma köprüsünün karşısında bulunan cami... |
|
Frederik Barbarossa Anıtı Roma-Germen İmparatoru Frederik Barbarossa... |
|
Tekir Ambarı Kalenin eteğinde, Bizanslılardan kalma bu su deposu 46 m uzunluğunda... |
|
Atatürk Evi Büyük Atatürk, Silifke'ye olan ilgisini burayı dört defa şereflendirerek göstermiştir. |
|
Tokmar Kalesi Silifke-Antalya karayolunun 22. km kuzeye ayrılan... |
Akdeniz'in güneyinde, Antalya-Mersin karayolu üzerinde, Mersin İli'nin Silifke İlçesine 30 km uzaklıktadır. Toroslar'ın eteğinden başlayarak Barbaros Koyuna doğru uzanan, mavi ile yeşilin buluştuğu Köy görünümlü bir beldedir.
Beldenin nüfusu 2348'dir. Başlıca geçim kaynağı balıkçılık, hayvancılık, seracılık ve turizmdir. Türkiye'de ilk turfanda sebze, kayısı, erik, badem, üzüm, domates, salatalık Akdere'de yetişmektedir.
Akdeniz'in güneyinde, Antalya-Mersin karayolu üzerinde, Mersin İli'nin Silifke İlçesine 30 km uzaklıktadır. Toroslar'ın eteğinden başlayarak Barbaros Koyuna doğru uzanan, mavi ile yeşilin buluştuğu Köy görünümlü bir beldedir. Beldenin nüfusu 2348'dir. Başlıca geçim kaynağı balıkçılık, hayvancılık, seracılık ve turizmdir. Türkiye'de ilk turfanda sebze, kayısı, erik, badem, üzüm, domates, salatalık Akdere'de yetişmektedir. Harita Yükleniyor...
Taşucu'ndan yaklaşık 7-8 km uzaktadır. Antalya yolu üzerindedir. İncekum Denizi ve İncekum Limanı ile tanınır.Hemen yanı başında bir yarımada üzerinde bulunan Liman Kalesi ve çevresine askeri üs kurulmuştur.
Taşucu- Antalya yolu üzerinde Osmanlı Devri eseri olan ve 1471 yılında büyük boyutlu olarak inşa edilen kale günümüze kadar az tahribata uğramış. Kale yakın zamanda yapılan NATO İskelesi sahasında bulunuyor.
İskele karşısı, yol üzerinde en kolay görülebilen, restore edilerek temizlenmiş Bizans Dönemi bir su sarnıcı yer alıyor. Yanına park eden araçlar kıyıdan denize giriyorlar.
Boğsak'ta genellikle balıkçılık yaygındır. Hayvancılık da önemli bir geçim kaynağıdır. Tarımsal faaliyet olarak Zeytincilik ve zeytinyağı üretimi ayrıca Keçiboynuzu (harnup)önemli geçim kaynağıdır.İncekum'un yukarısında Boynuzbucağı mezrası Boğsak üzerinde Tokmar Kalesi ve Bağalanı, Çatakkoyağı mezrası bulunur.
Son yıllarda turizm gelişmektedir Pansiyon ve Oteller yerli ve yabancı turistlere hizmet vermektedir. iki adet Dalgıç okulu vardır bu okul kurslarına devam edenlere Uluslararası Dalgıç Sertifikası verilmektedir. Aynı zamanda Bu okulların tekneleri ile mavi koylara günübirlik tekne turları yapılmaktadır.Boğsak ta zengin boksit(aliminyum ve demir) yatakları mevcuttur.Bu maden çimento hammaddesidir.Lacivert denizinin hemen ilerisinde Fener Adası bve ada üzerinde bazı tarihi kalıntılar yer almaktadır.Köyün içinden bir dere akmakta ve bu dere balıkçı tekneleri için barınak oluşturmaktadır
Eşsiz bir doğanın içerisinde doğal bir dalgakıran görevi üstlenen Boğsak Koyu ve hemen karşısındaki doğal ve tarihi güzellikleri ileBoğsak Adası, Mavi Bayraklı deniziyle görülmeye, tanımaya, deneyimlemeye değer bir yer.
Akdeniz kıyısından 2 km uzaklıkta ve Silifke'nin güneybatısında bulunan ada.
Kargacık adıyla da bilinir. Denizden yüksekliği 270 m.dir. Orta Çağ deniz haritalarında, deniz ve deniz savaşlarıyla ilgili kitaplarda Provençal ya da Pityusa olarak geçer. Yüzölçümü 2,69 km2.
Dana Adası ortaçağ kaynaklarına göre Güney Fransalı tüccarların ticaret yeri olarak kullandıkları bir liman kenti olarak bilinmektedir. Dana adasındaki antik kalıntılar arasında kiliseler, mezarlar ve lahitler bulunmaktadır. Stratejik konumu ve tatlı su kaynakları ile ayrı bir öneme sahip olan Dana Adası (Pithyussa Adası) üzerinde özellikle rüzgardan korunaklı ve Anadolu kıyılarına bakan kuzey yüzünde Roma ve Erken Bizans Dönemi'ne ait birkaç kilise, mezarlar, lahitler, sarnıçlar, evler ve liman yapısının izleriyle Roma Dönemi'ne ait bir hamam yapısı vardır.
Günübirlik yatların vazgecilmez ugrak yerlerinden olupTemiz suları ile tatilcilere, dalıcılara çok farklı olanaklar sunmaktadır. Dana adasının batı burnunda ters dönmüş yük gemisi dalgıçlar tarafından sık ziyaret edilen batıklar arasındadır. Kurt burnu, Fok burnu, kuzey batısında batık bir adanın bulunduğu Dana adası, büyük amphoraların yer aldığı Sıncak Koyu Mersin'in ilginç dalış noktalarıdır tatilcilerin Profesyonel dalıcılık ve deniz altı avcılığı amacıyla ziyaret edilmektedir.
GÖKSU DELTASI ÖZEL ÇEVRE KORUMA BÖLGESİ
İli : Mersin
Nüfusu : 39.987
Alanı : 226.31 km2
18.01.1990 tarih ve 90/77 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile tespit ve ilan edilmiştir.
Göksu Deltası Özel Çevre Koruma Bölgesi; Mersin ili, Silifke ilçesine bağlı 4 belde ve 7 köyden oluşmaktadır. Göksu Deltası; Orta Toroslar eteğinde bulunan Mersin İli'ne bağlı Silifke İlçesi'nin güney kenarında, Göksu Irmağının oluşturduğu kıyı ovası üzerindedir. Doğusunda Erdemli, batısında Gülnar, Güneyinde Akdeniz, Kuzeyinde Konya ile çevrili il merkezine 85 km uzaklıktadır. Delta, 10.000 km² ‘lik havzaya sahip Göksu Irmağı'nın Silifke-Taşucu arasında denize açıldığı bölgedir. Göksu Nehri'nin batısında iki lagün olan Paradeniz ve Akgöl yer alır. Mersin İl sınırları içerisinde, 36° 17′ Kuzey, 33° 59′ Doğu koordinatları arasında yer alır. Özel Çevre Koruma sınırları içerisinde on adet yerleşim yeri bulunmakta olup toplam koruma alanı 226 km² dir. Denizden yüksekliği 0-5 m arasında değişen Göksu Deltasının toplam alanı yaklaşık 15 000 hektardır.
Bölge ve çevresi Akdeniz'den gelen yağmur yüklü bulutlara açık olması sebebiyle fazla miktarda yağış alır (700 mm/yıl). Ancak, alanın hidrolojik yapısını doğrudan etkileyen kaynak Doğu Akdeniz havzasının en büyük ırmağı olan ve uzunluğu 250 km'ye varan Göksu'dur. Çevredeki yeraltı kaynak ve derelerden beslenerek bol yağış alan yüksek kesimlerin sularını toplayan Göksu Irmağı'nın debisi 118 m3/s (minimum 26 m3/s; maksimum 1680 m3/s) dır. Akgöl ve Paradeniz Lagünü 1312 ha büyüklüğündedir. Akgöl (820 ha) hafif tuzlu acı su karakterindedir. Her litresinde 1,0 g kireç içeren ve 0,5 - 1,0 m derinliğe sahip olan göl, balıkçıların açmış olduğu bir kanalla Paradeniz'e bağlıdır ve drenaj kanallarından tatlı suyla beslenmektedir. Paradeniz Lagünü (492 ha) ise, hafif tuzlu ve maksimum 1,5 m derinliğinde ve sürekli olarak bir kanalla denize bağlıdır. Göksu Deltası yer altı hidrolojik kaynaklar açısından da oldukça zengindir. Yeraltı suları kireçli olup, kaynaklar genelde karstik özelliktedir.
Silifke Ovası dördüncü zamanda oluşmuştur. Göksu Deltası, Göksu Nehrinin taşıyıp çökeltmiş olduğu kil, silt, kum ve çakıl boyutlu sedimanların karışımından oluşan kanal çökelleri, taşkın ovası çökelleri, plaj kumları ve kumullardan oluşmaktadır.Göksu Deltası'nda yükseltiler (0-5 m) ve eğim en fazla %15 olarak saptanmıştır. Morfolojik yapı bölge içerisinde çok fazla çeşitlilik göstermemesine rağmen kum tepelerinin oluşturduğu dalgalanmalar denize kadar ulaşmaktadır.
Silifke-Göksu Deltası sahillerindeki kum hareketi, çoğunlukla rüzgarla kıyıdan iç bölgelere doğru olmaktadır. Tür kaybının hızlı olduğu habitatların başında gelen kumullar, Göksu Deltası'nın hassas habitatlarından biridir. Türkiye kıyı kumul florasının % 22'sini barındırmaktadır. Kumullar özellikle Delta'nın batı kısmında Akgöl ve Paradeniz'in çevresinde daha fazla olup, en güneyde Incekum denilen yerde denize ulaşmaktadır. Bu oluşum ayrıca suyun altında sığ olarak devam etmektedir. Kumsallar Deltada çok özel bir değer taşır. Çünkü Akdeniz'de yaşayan iki kaplumbağa türü olan Caretta caretta ve Chelonia mydas' ın halen yumurtalarını bıraktığı nadir bölgelerden biridir.
Denizden ortalama 2 m yükseklikte bulunan Göksu Deltası'nda ise, doğal bitki örtüsünü Akdeniz'in maki formasyonu ile birlikte yoğun kumul bitkileri ve tuz stepleri oluşturmaktadır. Bölgede yapılan incelemeler, deniz kıyısından kuzeye doğru gidildikçe doğal bitki örtüsünün değişim gösterdiğini ortaya koymuş ancak kıyı boyunca farklı bir değişimin oluşmadığı gözlenmiştir. Göksu Deltası'nda doğal bitki örtüsünün yanında kültür bitkileri de bulunmaktadır. Doğal bitki örtüsünün özellikle kıyısal kumul bitkileri şeklinde yoğunlaştığı tespit edilmiştir. Deltanın güneyi Akgöl ve Paradeniz çevresindeki geniş alanlar alçak ve yatık bir şekilde tuzcul (halofit) bitki örtüsüyle kaplı bulunmaktadır. Bitkilerin varlığı toprak tuzluluğuna ve taşkın periyodunun süresine bağlı olarak değişiklik göstermektedir.
Akgöl çevresindeki kumul alanlar için en yaygın dominant bitkiler, yaz-kış çiçekli kalabilen Ononis natrix ve Euphorbia paralias'tır. 0-3m'lik kumul tepelerinin üzerine Mvrtus communis (Mersin çalısı), Paliurus spina cristi (Kara çalı) ve Vitex agnus castus kaplamıştır. Kumul tepelerinin deniz kıyısı sahil şeridi bitkileri arasında oluşturduğu set, rüzgarı büyük oranda engelleyerek Allium sp., Iris sp.(Süsen) ve Muscari sp. gibi bahar türlerinin de gelişmesini sağlayan bir zemin oluşturmuştur. Akgöl ve sahil şeridi arasında; Myrtus comminus (Mersin), Nerium oleander (Zakkum), Styrax sp, Thymelaea hirsuta, Poterium spinosum, Ononis natrix (Öküz çanı), Juncus acutus (Sivri hasır otu), Cirsium spp, Salicornia europea (Deniz böğrülcesi), Phragmites sp, Arum sp (Yılan yastığı), Pancratium maritimum (Kum zambağı), Tamarix smyrnensis (Ilgın), Urgenia maritima, Artemisia sp., Linum sp., Anthemis sp., Chrysanthemum sp., Limonium sp.(Limonyum), Halimione portulacoides, Datura sp., türlerinin tespiti yapılmıştır. Paradeniz, yaygın bitkiler, Phragmites sp. ve Thypa sp. sazlıkları yanında Juncus sp. ve Scirpus sp., Arthrocnemum glaucum, Inula crithmoides (Anduz otu), Suaeda maritima, Urgenia maritima, Salicornia europea (Deniz börülcesi), Halimione portulacoides, Chenepodium alhangi ve bazı çalı bitkileri, Ricinus communis(Hint yağı), Convolvulus sp., Statice sp., Limonium sp.'lar yer almaktadır. Tarla kenarları Malya sp. gibi bitkiler ile Nargissus sp.(Nergiz), Mandragora sp., Achillea sp. gibi türleri barındırır. Göksu Nehri kıyıları ise daha çok Salicornia sp. türleri ile kaplı bulunmaktadır.
Göksu Deltası'na daha çok tuzcul bitkilerle, kumul vejetasyonun, hakim olduğu görülmektedir. Özellikle de Salicornia ve Euphorbia cinslerine ait türlerin Deltanın batısıyla, Akgöl ve Paradeniz çevresinde yoğunlaştığı görülmektedir. Ayrıca denize çok yakın bir konumda tespit edilen Zygophyllum album'un (Yabani kimyon) adeta su yapısıyla iç içe olan konumunu batıdan doğuya gidildikçe sürdürdüğü görülür. Göksu Deltası'nda yer alan su bitkilerinin göllerdeki varlığı, lagünlerin su rejimine ve tuzluluğa bağlıdır. "Potamogeton pectinatus" (Su otu, su sümbülü) hemen hemen tüm Akgöl'ü kaplamaktadır. Bu türler su kuşları için besin kaynağı olduğu kadar, kışın korunmalarını da sağlamaktadır. Mart Ayı başında suyun yüzeyinde bitkiler oldukça azdır. Paradeniz'deki "Ruppia cirrhosa "nın (Sülüklü ördekotu) sürüklenme çizgisinin uzunluğu, onun su üzerinde yüzen ve tohum veren bir yapıda olduğunu göstermektedir.
Akgöl'ün düz ve geniş olan Kuzey kısımları, kamış yatakları tarafından kuşatılmıştır. Genelde hakim olan tür "Phragmites australis" (Kamış) olup bazı yerlerde ise, "Arundo donax" (Kargı, masura kamışı) yada "Thypa latifolia" hakim duruma geçer. Alandaki bitkileri tuzcul sukkulent halofitler, yastık formlu kserofit ve hasır şekilli hemikriptofitlerin oluşturduğu söylenebilir. Alanın kurak yarı kurak Akdeniz İklimi, tuzlu - alkali toprakları, yüksek taban suyu, gel-gitleri, nehir taşkınları, yağışlara bağlı taşkınlar ve bunlara bağlı olarak oluşan ve kaybolan mikro habitatlar en belirgin özellikleridir.
Göksu Deltası'nı kışlama ve kuluçka alanı olarak kullanan çok sayıda kuş türü, yılın hemen her mevsiminde, ilginç ve canlı bir peyzajın oluşumuna katkı sağlayarak Deltanın rekreasyonel potansiyelini ve çekiciliğini daha da arttırır. Yapılan araştırmalar sonucunda kuşların Göksu Deltası'nı hem kışlama hem de kuluçka alanı olarak kullandıkları saptanmış, bazılarının ise yerli türler olduğu belirlenmiştir. Özellikle Akdeniz kuşağında yalnızca belirli bölgelerde rastlanan ve sayıları gittikçe azalan Saz Horozu "Porphyrio porphyrio" koruma alanının en önemli kuş türlerinden biri olup adeta bu bölgenin simgesi durumundadır. Göksu Deltası'nda bugüne kadar yapılmış ornitolojik araştırmalar özellikle kış aylarında ve göç zamanında kuş populasyonunun ve tür sayısının önemli ölçüde arttığını ortaya koymuştur. Bugüne kadar Delta'da 300'ü aşan kuş türü tespit edilmiştir. Büyük Flamingolar "Phoenicopterus ruber" için Göksu Deltası ayrı bir öneme sahiptir. Bunun temel nedeni, bu türün Delta'yı düzenli olarak kullanmasıdır. Göksu Deltası'ndaki kuş fazlalığı, Deltanın kuluçkalama mevsimi dışında, bir çok kuşun çiftleşme sonrası göçünde, kışlamada, çiftleşme öncesi göçlerinde de kullanıldığını doğrulamaktadır.
Göksu Deltası'nın Herpetolojik (Sürüngenler ve Amfibiler, Kurbağalar) önemini saptamaya yönelik bir çalışma sonucunda, 34 tür belirlenmiştir. Bu türlerden dördü kara ve su kurbağa (Anura), altı tür kara ve su kaplumbağası, on dörtdü kertenkele (Scauria) ve onu yılan türüdür. Göksu Deltası deniz kaplumbağaları "Caretta caretta" ve "Chelonia mydas" ın yumurtalarını bıraktığı, Akdeniz'deki en önemli ana yuvalama bölgelerinden birisini oluşturur. Ayrıca yumuşak kabuklu Nil Kaplumbağası "Trionxy tringuis" da bu bölgede bulunmaktadır. Özellikle Deltanın güneybatı tarafında kaplumbağaların daha çok yuva yaptıkları tespit edilmiştir. Deltanın doğusu, daha az yuvalanma imkanı veren alanlar olmakla beraber burada da uygun yuvalanma habitatları mevcuttur. Koruma alanında deniz kaplumbağalarının yumurtalarını bıraktığı kumsalın uzunluğu ise 10,5 km'yi bulmaktadır.
Göksu Deltası'nda en önemli alan kullanımını tarım oluşturmaktadır. Silifke Ovası Göksu Irmağı tarafından doğu ve batı sahili olarak ikiye bölünmektedir. Tarımsal potansiyelin belirlenmesinde rol oynayan toprak yapısı ve iklim, üretim deseninin çeşitlenmesine ve üretim miktarının artmasına neden olmaktadır. Bu özellikler çeşitli tarım ürünlerinin yetişmesine olanak vermektedir. Göksu Deltası'nın bu yapısı bir yandan buğday, arpa gibi kara iklimi bitkilerinin, bir yandan yer fıstığı, turunçgiller, turfanda sebzeler gibi sıcak iklim bitkilerinin yetişmesine olanak vererek, çok zengin tarımsal yapı oluşturur.
Akgöl'de dört tür balık avlanmaktadır. Bunlardan ikisi tuzluluğa toleranslı göçücü balık türleri; Yılan balığı (Anguilla anguilla) ve Hasfekal (Mugil cephalus) Paradeniz Lagünü'ne geçerler. Ayrıca iki tatlı su türü Sazan (Cypinus carpio) ve Karabalık (Clarias lazera) bu göle yumurta bırakmaktadır. Yılan balığı ve Karabalık daha çok ihraç edilmek üzere avlanmakta, diğer türler ise bölgede tüketilmektedir. Paradeniz'de yapılan balıkçılıkta kullanılan av araç ve gereçleri yeterli olmayıp, geleneksel yöntemler kullanılmaktadır. Balık türleri olarak; Deniz Levreği (Dicentrarcus labrax), Çipura (Sparus auratta), Sinagrit (Dentex, dentex), Sivriburun (Cantharus lineatus), Karagöz (Diplodus vulgaris), Melenurya (Oblada melenura), Sarıgöz (Diplodus sargus), Çizgili Mercan (Lithognatus mormyrus), Mercan (Pagrus pagrus) avlanmaktadır. Göksu Deltası'nda bir başka su ürünü olan Mavi yengeçlerin "Callinectes sapidus" avlanması suyun sıcak olduğu Haziran'dan Ekim ayına kadar, Akgöl ve Paradeniz'de sürdürülmektedir. Ayrıca Paradeniz'i, Akdeniz'den ayıran kum seddesi üzerinde de yapılan incelemelerde yengeçlerin fazlaca kum yapısı içerisinde yaşadıkları tespit edilmiştir.
Göksu Deltası ve yakın çevresi tarihi ve arkeolojik değerler açıdan çok zengindir. Delta içerisinde yer alan üç höyük kalıntısının Hitit dönemine ait olduğu sanılmaktadır. Paradeniz Lagünü kenarındaki kumullarda Roma ve Bizans dönemlerine ait büyük yapı kalıntıları bulunmuştur. İncekum yakınlarında, ve Akgöl'ün güneyinde yer alan kumullarda da bazı kalıntılar yer almaktadır. Altınkum ve Gazi Çiftliğinde yer alan iki yatır bölgedeki yedi kardeş yatırlarından ikisidir. Hacıpaşalar çiftliğinde bulunan iki alçak Höyük, Roma - Bizans kalıntıları, Ulugöz Su Kovaları ve Atatürk Çiftliği tarihsel niteliktedir. Ayrıca Deltanın batısında tarihi 13. 14. yy'a kadar uzanan Roma, Bizans ve Ermeni kalıntıları vardır. Meryemlik, Hıristiyan döneminde önemli bir hac merkezi olan kent, Roma ve erken Bizans dönemlerinde kurulmuştur. Silifke'nin ise günümüzde tarihi kalıntılarla dolu olması, Roma ve Bizans dönemlerinde çok gelişmesindendir. Atakent (Susanoğlu) / Corasium da 7. yüzyıla kadar önemini ve varlığını sürdürdüğü sanılan Bizans Liman kalıntıları bulunmaktadır.
Silifke Taşucu Yat Turu Programı :
İsteğe bağlı olarak gruplara özel tur programında değişiklik yapılır.
Mersin – Taşucu – Mersin arası Gidiş - Dönüş Ulaşım
Silifke Taşucu Tekne Turu İçeriği özetle;
“Muhteşem turumuz 10:00 gibi teknemizin Taşucu limanından kalkması ile başlar. Yatlarımızın gideceği ilk koy olan Boğsak koyu ve adasına doğru yol alırken tekne personelimiz sizlere adalar ve çevre ile ilgili bilgiler vermeye başlamıştır bile.. İlk Boğsak koyuna vardığımızda; doğa ile iç içe olduğunuz bu koyda yüzme molası verilecek ve dilerseniz denize girme fırsatı bulacaksınız. İlk molanın ardından doğu Akdeniz’in en büyük adasına çeşitli animasyonlar eşliğinde demirlenir ve yüzme molası verilir. Deniz keyfinden sonra yemek servisimiz başlayacak; Balık, Salata, Patates ve Makarnadan oluşan menümüz ile yemek ziyafeti çekeceksiniz. (Balık sevmeyen misafirlerimmiz için tavuk yada köfte alternatifli menümüz servis edilecektir.) Bu sırada Teknemizde sizler için hazırladığımız Dans Yarışmaları, Animatör eşliğinde Aktiviteler ile keyfinize Keyif Katacağız. Bu adadan sonra bir diğer koyumuz olan dünyanın 13. en güzel koyu ve adası olan Muhteşem güzellikteki Tisan koyuna hareket edeceğiz. Akdeniz!in bu nadide koyunda Kaptanımız bu koyun güzelliğini yaşamanız için yine yüzme molası verecek.. Bu muhteşem Koydan ayrılıp kara yolu olmayan Barbaros Koyuna geçip bir süre burada yüzme molası verdikten sonra Taşucu limanına doğru teknemiz yol almaya başlayacak Bu esnada Yaz ayının vazgeçilmez meyvesi Karpuz ikramımız sonra 18:00de yatlarımız Taşucu’na geri dönüşle bu unutulmaz turumuz tamamlanacak.”
Bu bahsetmiş olduğumuz rota Doğu Akdeniz’in en güzel en güvenli adaları & koyları olup tamamen bakirdir. Buraların tek sahibi olan yunusları ve caretta - carettaları ve deniz foklarını görme şansınız çok yüksektir bu rota üzerinde…..
Yat Turumuz ya da Teknemiz ile alakalı her türlü bilgi, rezervasyon için iletişim bilgilerimizden bizlere ulaşabilir gerekli bilgileri alabilirsiniz.
Geç olamadan Hemen Şimdi Arayın yerinizi ayırtmayı unutmayın !
Bilgi Rezervasyon Tel: 0 324 741 30 11 *** 0 507 268 47 64
BARBOROS KOYU
Turlar ve Diğer Hizmetler Hakkında Bilgi Almak için Bize Ulaşın